DEĞİŞİM İÇİN GENÇLERİ NASIL CESARETLENDİRİRİZ?
DEĞİŞİM
Ünlü fütürist Alvin Toffler’ın ünlü sözünü bilirsiniz: “21.yy cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, yanlış öğrendiklerini unutamayan, yeniden öğrenmeye, değişime ve dönüşüme açık olmayanlar olacaktır” der. Evet, çağa uyum sağlamak için değişmek, dönüşmek lazım. Ama bu o kadar kolay mı? Doğamız gereği, elimizdekine sıkı sıkıya yapışmaya, onu kolay kolay bırakmamaya meyilliyiz.
Konfor alanımızı terk etmek hepimiz için zor.Değişmek, dönüşmek bu kadar önemli ama zorken, eğitim koçları bir genci, hele ki en tepkisel olabildikleri yaşları olan ergenlik döneminde, değişmeye nasıl teşvik edebilir? Gençlerin değişime direncini nasıl kırabilir?
Öncelikle her gencin farklı olduğunu hatırlatmak isterim. Dolayısıyla izlenecek yol ve yöntemler, onun ihtiyacına, karakter özelliklerine ve bulunduğu duruma özel olmalıdır. İkincisi sabırlı, nazik ama disiplinli ve istikrarlı olmanız gerekiyor. Ve tabii işbirliği yapmanız.
Ama hangi genç olursa olsun, her koşul için geçerli olan atmanız gereken bazı adımlar, oluşturmanız gereken bazı ortamlar var:
Güven ortamı oluşturun:
Gencin tepkili yaklaşmaması için sizin onunla aynı tarafta olduğunuza ikna olması gerekir. Yani size güvenmesi. Bunu sağlamak için açık ve net olmalı, üstten bakan, yargılayan değil, onları anladığınızı gösteren, samimi bir davranış içerisinde olmalısınız. Sözünü kesmeyip, onu anlamak için dinlediğinize güvenirse, kendisini kapatmayacak, sizinle işbirliğine istekli olacaktır.
Hedefini açık ve net olarak birlikte belirleyin:
Araba kullanırken navigasyon cihazı kullanıyorsanız, bilirsiniz. Eğer varış noktasını tam olarak yazarsanız, sağa dön, sola dön diye tarif ederek sizi oraya ulaştırır. Ama varış noktası yerine daha genel bir tarif, örneğin semtin adını girerseniz, tam olarak istediğiniz yere ulaşamazsınız. Bu koçlukta da böyle… Zamanında ve düşünülerek sorulan sorularla, tam olarak neye ihtiyacı olduğunu belirlemeli ve aksiyonlarınızı ona göre oluşturmalısınız. Burada genci de işin içine katmak çok önemli. Hedef sizin hedefiniz değil, onun hedefi olmalı. Çünkü içselleştiremediği, benimsemediği bir hedefi ve o hedefe yol alan programda istikrar sağlamasını bekleyemezsiniz. Aaa bir de koyduğunuz hedef ulaşması çok zor bir hedefse, o hedefe giden yolda, sıkılacak, yarım bırakmaya kalkacaktır. Bu sebeple ana hedefi daha kolay ulaşabileceği küçük hedeflere bölebilirsiniz. Hedef düzenli ders çalışma alışkanlığı kazandırmaksa, bir anda her gün bütün dersleri tekrarlamasını beklemeyin, her hafta bir ders daha ekleyin örneğin.
Takip edin:
Hedefinizi koyup, rotanızı belirlediğinizde, onu başıboş bırakmayın. Belli bir alışkanlık oturuncaya kadar, en az 1 ay tekrarlamak gerekebilir. Bu sebeple kontrolü sağlayacak, birlikte değerlendirme yapabileceğiniz bir sistem oluşturun. Bu yüz yüze toplanarak programın üstünden geçmek, e-posta ile rapor vermek ya da telefon görüşmesi olabilir. Yöntemi ve sıklığı kendiniz belirleyin. Ayrıca belirlediğiniz yol işe yaramıyorsa, genç programı hayata geçirmeye direnç gösteriyorsa aynı yöntemde ısrar etmenin manası yok. Yeni bir yol deneyin. Hatta mutlaka bu direncin kaynağına gidip, bu nedeni ortadan kaldırın. Enstrüman çalma hedefi olan ama bir türlü çalamayan bir gencin, asıl sorunu duyma problemi olabilir. Bu yüzden konuyu çok farklı açılardan ele alın.
Tüm bunlara rağmen dirençle karşılaşabilirsiniz. Sinirleniyor, itiraz ediyor, sizinle işbirliği yapmak istemediğini açık açık belirtiyorsa üzülmeyin. Bu durumda en azından kalbini kazanabileceğiniz başka başka yollar deneyebilirsiniz. Önemli olan gencin yaptıkları ve öğrendikleriyle ilgili hissettikleridir. İnsanlar yaptıklarından çok onları yaparken hissettiklerini hatırlarlar. Yaptığınız aktiviteler, sorduğunuz sorular, uyguladığınız koçluk teknikleri, paylaştığınız düşünceler hepsi toplamda ne hissettikleri ile ilgilidir. Hissettiğiniz şey sizi değişime götürür.