KARARSIZ ÇOCUĞUNUZA NEDEN SABIR GÖSTERMELİSİNİZ?
Kızınız ya da oğlunuz arkadaşlarıyla buluşacak. Kıyafetlerini giyinip, yanınıza geldi. Sonra çıkarken gördünüz üzerinde bambaşka bir kıyafet. Odasına bir girdiniz ki, yatağının üstünde giyilip giyilip çıkarılmış bir sürü tişört pantolon…
Ergen bir çocuğunuz varsa bu anlattıklarım çok tanıdık gelecektir. Keşke kararsızlığı kıyafet seçimi ile sınırlı kalsa. Ama ergenlik döneminde gençler “karar verme” ile ilgili sıkıntıları hemen her durumda yaşayabilirler, hatta onlar için hayati önem taşıyan durumlarda bile! Tam bir karar verirler, 5 dakika sonra tam tersi şekilde düşünürler. Bazen ise sonuçlarını hiç düşünmeden, ölçmeden tartmadan bazı kararlar aldığını görürsünüz. Ya da bir soru sorarsınız, seçim yapmakta zorlanıp “Fark etmez” diye cevap verirler. İnadına mı yapıyorlar?
Hayır. Karar vermekte zorlanıyorlar, çünkü beyinlerinin rasyonel karar verme ile ilgili kısımları henüz “yapım aşamasında”. Araştırmalar beynin çocukluktan ergenliğe, hatta ilk yetişkinlik dönemine kadar gelişimini sürdürdüğünü gösteriyor.
Beynin amigdala denilen ve korku, öfke gibi hızlı reaksiyonlar vermeyi sağlayan bölümü çok küçük yaşlarda gelişir. Halbuki beynin planlama, mantık yürütme, karar verme, görevleri organize etme, şuur gibi işlevlerden sorumlu frontal korteks dediğimiz bölüm ya da beynin ön lobu ergenlikte henüz son haline ulaşmış olmaz. Bu durumda egenler karar verirken mantıklı frontal korteks yerine duygusal amigdalayı kullanırlar. Dolayısıyla ergenlerde karar verme, yetişkinlerdeki gibi değildir; onların yetişkinler gibi karar vermesini,problemlerini yetişkinler gibi çözmesini beklemek yanlış olacaktır.
Özetlemek gerekirse ergenler:
• Fevri davranmaya
• Sosyal ipuçlarını yanlış okumaya
• Kolayca kavgaya ya da tartışmaya girişivermeye
• Riskli ve tehlikeli adımlar atmaya meyillidirler.
Çünkü onlar:
• Harekete geçmeden düşünmeyi
• Attığı adımın sonuçlarını ölçüp tartma
• Hareketlerinin bulundukları ortama uymadığını ya da bu davranışın tehlikeli olduğunu fark etme konusunda hala kendilerini geliştirme çabasındadırlar
Ergenlerdeki bu kararsızlık durumu elbette ergenlerin doğru ile yanlışı ayırt edemeyeceği, hiçbir zaman doğru karar alamayacakları ya da verdikleri kararın sorumluluğunu taşımamaları gerektiği anlamına gelmiyor. Onların beyninin karar verme mekanizmasının henüz yetişkinler gibi çalışmadığını bilmemiz, anne-baba kimliğinden çıkıp bir eğitim koçu gibi davranabilmemizi, sonuçta da çocuğumuzla ilişkimizi doğru yönetmemizi sağlayacak.
Doğru yönetmek ne demek?
• Aslında ergenlikte beynimizin entelektüel kısmını yöneten gri madde 12 yaşında maksimum miktarına ulaşıyor. Ancak çok gri madde, çok süper beyin demek değil. Zaten ergenlik döneminde çoğalan bu gri hücreler, zaman içinde kullanıma göre elene elene dengeye geliyor. Yani önemli olan sinir hücreleri arasındaki sinaptik bağlantıların oluşması. Kullanılan bağlantılar kalıyor, sağlamlaşıyor- kullanılmayanlar ise yok oluyor. Bu durumda hangi aktiviteleri yaptığı, hangi bağlantıları pekiştirdiği önem kazanıyor. Yani bu dönemi, ona doğru alışkanlıkları kazandırmak için bir ikinci fırsat dönemi olarak görüp, onu doğru aktivitelere yönlendirmekte kullanın.
• Verdiği kararların yanlış olduğunu düşünseniz bile, eleştiri şeklinize dikkat edin. Sözleriniz ona değil, davranışına yönelik olsun. Yani “Aklın çalışmıyor mu, öyle yapılır mı?” yerine “Öyle yapmak, şöyle bir sonuç doğurabilir. Bunu dikkate aldın mı?” gibi konuşun.
• Kontrollü riskler almasına izin verin. Ne demiş Atalarımız? “Bir musibet bin nasihatten yeğdir.” Verdiği kararın ne gibi sonuçlar doğurduğunu bırakın kendisi yaşayarak görsün.
• Gençlerin kararsızlığının arkasındaki bir diğer mesele de korkuları. Ergen karar verdiğinde diğer seçeneklere kapıları kapattığı, dolayısıyla seçim özgürlüğünün kısıtlandığı kanısına kapılır. Örneğin sinemaya gittiğinde, aklı konserde kalır. Konsere gitse sinemada. Bütün seçenekler önünde olmaya devam etsin ister. Bazen de seçiminin sonucunda başarısızlık korkusuna kapılabilir. Bu korkularını anlayıp, yanında olun. Seçim yapmanın, diğer seçenekleri öldürmediğini, başka zaman onlara da fırsat bulabileceğini, önemli olanın yaptığı seçimden zevk alması ve seçiminin sonuçlarının arkasında durması olduğunu anlatın.
Aslında ergenlik döneminde sağlıklı ilişkinin temeli empati kurabilmek, ona gerçekten anlamak için kulak vermek ve öğüt veren değil, hayat deneyimlerini paylaşan konumda olabilmek. Her şeyin ne kadar kolaylaştığını göreceksiniz.
Kaynaklar
https://www.psychologytoday.com/blog/surviving-your-childs-adolescence/201303/adolescence-and-the-agony-decision-making
https://www.aacap.org/aacap/families_and_youth/facts_for_families/FFF-Guide/The-Teen-Brain-Behavior-Problem-Solving-and-Decision-Making-095.aspx
https://brainconnection.brainhq.com/2013/03/20/decision-making-is-still-a-work-in-progress-for-teenagers/