SEVGİ YETMEZ, SINIRLARI ÇİZİP KURALLAR DA KOYMALISINIZ
Sınırlar Çizip Kurallar Koymak
Çocuklar en çok neye ihtiyaç duyar diye sorsam, eminim birçoğunuz sevgi dersiniz. Haksız mıyım? Siz de haklısınız. Çocuklar sevilmek ister. Anne babalar da onları pamuklara sarar sarmalar. Öpücüklere boğar. Bazen abartır bir dediğini iki etmez. Oh mis! Musmutlu çocuklar…
Ama işte maalesef öyle olmuyor… Sevgi kadar, hatta belki de sevgiden daha çok yaşamlarında yapıya ihtiyaç duyar çocuklar. Mutlu yetişkinler olabilmeleri için sınırları bilmeleri gerek. Size sıkı bir anne baba olmaktan bahsetmiyorum. Belli sınırlar içinde, belli kurallar çerçevesinde çocuk yetiştirmekten bahsediyorum. Kuralsız bir ortamda yetişen çocuk eksik donanımlı bir yetişkine dönüşecektir.
Ama tabii ki sevgisiz olmaz. Kurallar, sevgi ile birleştiğinde mutlu ve kendinden emin çocuklar yetiştirebilirsiniz. İnanması zor da olsa da ve evet her ne kadar size bunu belli etmese de ergen çocuğunuzun en çok ihtiyaç duyduğu şey bir yapı oluşturmanızdır, kurallar koymanızdır. Kurallar, özellikle de kendi gibi hayatının dümenini eline almamış başka ergenlerle birlikte olan ergen çocuğunuz için, hedefine doğru ilerlerken kullanacağı bir navigasyon aracıdır.
Yoldan sapmasını engeller, yoldan çıksa bile yeni bir yol bulmasına yardım eder.
Nasıl mı? Eski ABD dışişleri bakanı Colin Powell’ın yaptığı bir TEDx konuşmasından(3) bahsetmek istiyorum. Bu konuşmada Colin Powell, yaptığı okul ziyaretlerinde soru sormak için parmak kaldıran çocukları yanına çağırdığını ve bir asker gibi hazırolda durduktan sonra sorularını sordurttuğundan bahsediyor.
Kimilerine göre bu çocuğa yapılan bir saygısızlık olarak görülse de askeri eğitim almış biri olarak Powell, kolları vücudunun iki yanında, dik duran ve ileri doğru bakan bir çocuğun kendine güveninin yerine geldiğini ve aslında çocukların da bunu yapmaktan keyif aldıklarını söylüyor.Bu küçük bir örnek… Ama soru sormadan önce duruşu tarif edilen çocuk bile güvenini topluyorsa, anne babanın oluşturduğu yapı ve kurallar çerçevesinde hareket eden çocuğun güvenini artık siz düşünün. Tabii asker yetiştirmekten bahsetmiyorum. Sarılmalara, öpmelere devam…
Oluşturmak Çocuğunuz için yapı oluşturmak, çerçeveleri belirlemek, sınırları çizmek, kurallar koymak bizim de öğrenci koçluğundaki ana araçlarımızdan ve çocuk yetiştirmenin olmazsa olmazı. Ama bunu doğru yapabilmek için birkaç noktayı dikkate almanızı önereceğim:
Kurallar güvenliği sağlamaya yönelik olmalı. Böylece çocuğunuz koyduğunuz kuralın nedenini daha net anlar. “Böyle çünkü ben istiyorum”, “Böyle çünkü ben annenim” açıklamasından da daha ikna edicidir.
Gerekirse geri adım atıp özür dilemeyi ihmal etmeyin. Evet, kuralı koydunuz, ama kuralın yanlış olduğunu fark ettiniz. Özür dileyin. Böylece ergen çocuğunuz onu sevdiğinizi, üstelik saydığınızı da anlayacaktır. İşte kendine güvenmesi için ona bir neden daha vermiş oldunuz.
Kurallar için pozitif ifadeler kullanın. “Yemeğini salonda yeme”, “Geç kalma” gibi olumsuz ifadeler yerine “yemeğini mutfakta ye”, “Vaktinde gel” gibi ne olmamasını değil, ne olmasını anlattığını ifadeler kullanırsanız daha yapıcı olduğunuz için çocuğunuz da daha iş birlikçi olur.
Kural koymanın çocuğunuzu sınırlayacağını düşünüyor olabilirsiniz. Ama uzmanlar tam tersini söylüyor. 1960larda psikolog Diana Baumrind ‘in 100 çocukla yaptığı araştırmada, aileleri disiplin anlayışı, bakım, ilişkiler ve beklentiler başlıklarında değerlendirerek, 3 farklı ebeveyn tarzı olduğunu ortaya koydu. 1983 yılında da Maccoby ve Martin, bu tutumlara 4. bir ebeveyn tarzı eklediler:
Ebeveyn tarzları
- Otoriter
- Demokratik (Otoritatif)
- İzin Verici
- İlgisiz
Bu gruplardan demokratik ebeveynler, otoriter ebeveynler gibi de kurallar koyar ve kurallarına uyulmasını beklerler. Ancak otoriterlerden farklı olarak, bu kurallar net ve çocuklarının takip edebileceği şekildedir. Ayrıca demokratik ebeveynler çocuklarına karşı duyarlıdır ve onların sorularını dinlerler. Çocuğu cezalandırmak değil, davranışının sorumluluğunu aldırmak esastır. Baumrind’in gruplamasında bu tarz ebeveynler, haklar konusunda titiz, ama zorlayıcı ve kısıtlayıcı olmayan kişilerdir.
Disiplin yöntemleri çocuğu yıldırmaktan çok destekleyicidir ve çocuklarının topluma karşı duyarlı, haklarını savunabilen, kendine yetebilen ve işbirliği yapabilen kişiler olarak yetişmelerini isterler. Araştırma bu grup ailelerin çocuklarının daha mutlu ve başarılı olduğunu ortaya koyuyor.
Colin Powell’ın da söylediği gibi kurallar ve yapı çocukları gerçek dünyaya hazırlar. Hayatla yeni tanışan biri için kendinden ne beklendiğini gösterir. Sosyalleşmesine yardımcı olur. Daima “lütfen” ve “teşekkür ederim” deme kuralı, küçük yaşlarda oyuncakları toplama kuralı, ergenlikte eve belli bir saatte gelme kuralı gibi… Ama tabi çocuğunuza kural koymak despot olmak demek değil. Sevgi her daim orada olmalı.
Kurallar çocuklara ve tabii gençlere düzeni öğretir; “Yemek yemeden önce ellerini yıka” dediğinizde belli bir düzenin de ipucunu vermiş olursunuz.
Kurallar aidiyet duygusu yaratır. Yetkin ve becerikli hissettirir. Sınırları bilen çocuk sizi zorlamaz, yani güç savaşlarına gerek kalmaz. Tabi onun sizi her test ettiğinde geri adım atmadan dimdik durabilirseniz. Kurallar güven duygusu yaratır. Her ne kadar kontrol edilmek istenmiyor gibi hareket etseler de kuralsız bir ortam onlar için korkutucudur aslında. Yönlerini bulabilmek için kurallara ihtiyaçları olduğunu içten içe bilirler.
Kurallar yavaş yavaş kendini güveni inşa eder. Koyduğunuz kurallarla yavaş yavaş hareket alanını genişletirsiniz, yavaş yavaş kendine güvenini kazanır, bağımsız br birey olma yolunda emin adımlarla ilerler.
Yine Colin Powell’ın konuşmasından bir örnek vermek istiyorum. Powell diyor ki: ‘Askerde, gençleri sıraya sokar, aynı giydirir, saçlarını kestirirsiniz. Yani onlara bir yapı oluşturusunuz. Kuralları anlatırsınız. Bir soru sorduğunuzda cevabı “Evet efendim”, “Hayır efendim” ya da “Mazeret yok efendim” olmalıdır.’ Tabii ki askeri kuralları eve taşıyın demiyorum. Ama Powell bu sıkı kuralların beraberinde üste olan saygıyı, hatta inanmazsınız sevgiyi arttırdığını söylüyor. Sizin evin de kendi kuralları bu saygı ve sevgi ortamını yaratacak. Çocuğunuza bu yapıyı siz oluşturabilirsiniz. Okul ancak buna destek verebilir. Asıl iş sizde.İyi de nasıl yapı oluşturacağım dediğinizi duyar gibiyim.
İşte size ipuçları:
- Çocuğunuzu, ihtiyaçlarını, hassas noktalarını iyi tanıyın.
- Çocuğunuzun yaşamını düznleyeceğini düşündüğünüz kurallar koyun. Bu kurallar az ama öz olsun.
- Ne olursa olsun tutarlı davranın. Tutarsızlık kafa karştırıcı olabileceği gibi, itaatsizliği e getirecektir.
- Bu kuralların yaptırımlarını açık bir şekilde belirtin. Uyulmadığı durumlarda mutlaka bu yaptırımları uygulayın. Uyulduğu durumlarda ise farkında olduğunuzu ve takdir ettiğinizi mutlaka belli edin. Kötüyü söyleyip, iyiyi yok saymak olmaz!
- Rutinler oluşturmak, her yaştan insan için rahatlatıcıdır. Ne olacağını bildiğinde daha kolay ve rahat uyum sağlar. Rutin dışı bir şey için mutlaka haber verin, hatta onun da fikrini alın. Böylece kendini aileye ait ve önemli hissedecektir.
- Sorun çıkan, çatışmaya sebep olan konular varsa, bunların tekrar edip etmediğine bakın. Tekrar ediyorsa, sorun büyümeden mutlaka kalıcı çözüm bulun.
- Tüm bu kurallar içerisinde, o ergenliğin de getirdiği duygusal iniş çıkışlar çocuğunuzda stres yaratabilir. Spor, hobiler, sanatsal aktiviteler gibi onu rahatlatacak, stresini hafifletecek aktivitelere yönlendirin.
- Onu koşulsuz sevdiğinizi hissettirin.
Çocuğunuz için yapı oluşturmak, çocuğunuza kurallar koymak onu önemsediğinizin bir göstergesidir. Bu da onun için “iyi bir başlangıç” demektir. Sevildiğini, yeri geldiğinde güvenildiğini, kendinden beklentiler olduğunu bilmek… Bir çocuğa geleceği için verebileceğiniz en güzel şeylerden biri de güven duygusu.
Kaynak:
https://qz.com/1039939/child-psychologist-lisa-damour-says-kids-need-rules-more-than-affection-from-their-parents/
http://www.parenting.com/article/why-kids-need-rules
https://www.ted.com/talks/colin_powell_kids_need_structure