WHATSAPP ANNELERİ
Anneler ve Whatsapp grupları
Çocuklarımız birer teknoloji kurduna dönüşürken, bizim kuşak onlardan geri mi kalacaktık? Elbette, hayır. Şöyle bir çevrenize bakın, belli bir sosyoekonomik seviyedeki herkesin akıllı telefonu var. Anneanneler, babaanneler, dedeler bile internette; torununun gönderisini layklıyor, onunla skypedan görüşüyor, sabahları whatsapp’dan yetiştirdiği sardunyanın fotoğrafını yollayıp günaydın diyor!
Kısacası teknolojinin gelişmesiyle birlikte iletişim şekillerimiz hepimiz için yepyeni bir hale büründü. Velilerin kurduğu Whatsapp grupları da bu yeni iletişim şekillerinden biri. Bugün birçok okulda veliler anne-babaların oluşturduğu whatsapp gruplarına dahil olarak, haberleşiyor, iletişim kuruyorlar; ödevin sayfa numaralarını, sınav tarihlerini, okuldaki bir etkinliğin detaylarını bu veli whatsapp grubundan öğreniyorlar, doğum günü duyurularını bu gruplardan yapıyorlar, çocuğun beden eğitimi çantasından çıkan ekstra tişörtün kime ait olduğunu bu gruptan soruyorlar. Siz de mutlaka duymuşsunuzdur ya da belki hali hazırda böyle grupların birinde (ya da çocuk sayınıza göre ikisinde hatta kurs vb de sayarsak daha fazlasında) aktif olarak yer alıyorsunuzdur. Çok iyi niyetle açılan ve gerçekten çocuğunuzun size söylemeyi atladığı şeylerden haberdar olmanızı, hasta olduğu için kaçırdığı derste ne olduğu ile ilgili bilgilenmenizi, okul duyurularını paylaşma, büyük şehrin koşturmacasından vakit ayıramadığınız ama sizinle aynı gündeme sahip kişilerle sosyalleşme imkanı sunan bu iletişim grupları bazen facialara da sebep olabiliyor! Her zamanki gibi “denge” mühim mesele.,
Denge Kurmak
Örneğin “Okul gezisine kimler çocuğunu gönderecek?” sorusuyla başlayan bir whatsapp anneleri sohbetinin, biraz fazla uzaması sonucu, gelen mesajlardan rahatsız olan bir annenin “Geziyle ilgili başka bir grupta konuşun, lütfen!” uyarısı sonrası anneler arası küslüğe dönüştüğünü, o annenin bulunduğu gruptan birer birer ayrılmalar olduğu ve durduk yerde gerginlik çıktığını anlatmıştı bir arkadaşım. Bizzat da şahit oldum, bir arkadaşımla kafede otururken telefonuna ardarda mesajlar gelmeye başlayınca “Başladı bizimkiler ödev muhabbetine” demişti, öğretmenin verdiği proje ödevini kırmızı kartonla mı yapmışlar, yoksa artık malzeme mi kullanmışlar…
Hayatımıza birdenbire giren bu yeni iletişim şeklinin maalesef yazılı bir “whatsapp kullanma rehberi” yok! Ama elbette genel ahlaki değerlerimizle sınırlarını çizebileceğimiz bir çerçevesi var. Çünkü bu çerçeveyi taşırdığımız anda kaş yapayım derken göz çıkarabilir, çocuğumuza, okul ile ilişkimize zarar verebiliriz. Paylaşım yaparken özel hayat-sosyal hayat arasındaki ayrımı net bir şekilde yaptığınızda faydalı bir platform olan Whatsapp anneleri gruplarına ilişkin, bir eğitim koçu olarak en çok duyduğum sorunlara göre oluşturduğum bir whatsapp etiği listesini sizlerle paylaşayım:
Geneli ilgilendirmeyen paylaşımları ortak gruba yazmayın:
Tamamen kişisel olan sorunlarınızdan, çocuğunuza özel konulardan bahsederek kimsenin zamanını çalmaya, kişisel hırslarınız ya da beklentileriniz nedeniyle kimseyi oyalamaya hakkınız yok. Örneğin, bir koç olarak söyleyebilirim ki, “Bugün okulda ıspanak çıkmış, bizim çocuk hiç yememiş” ortak gruba yazılacak bir konu değildir. Çocuğunuzun yeme alışkanlıkları bireysel olarak ele almanız gereken bir konudur. Gıda zehirlenmesi şüphesi yaşadığınız bir durum varsa, o zaman herkesle paylaşılabilir. Hele ki politik içerikteki yazılar, korku pompalayan uyarımlar ya da “3 dakika içinde 10 kişiye gönderin zengin olun” türü mesajlar “velilerin iletişim kurması” amacıyla kurulmuş bir gruba gönderilmeye uygun değildir. Bana sorarsanız sabah ilk iş sırayla bir sürü emojilerle dolu “günaydın” ya da biri çocuğunun hasta olduğunu yazdığında –eğer hastalığa yönelik bir yorum ya da öneriniz yoksa- art arda “geçmiş olsun” yazmak da uygun değildir; iyi niyetle yapılmasına rağmen özellikle yoğun kişiler için ek bir “okunmamış mesaj” olacaktır. Çocukların ve ailelerinin dedikodularının yapıldığı, herhangi bir amaca hizmet etmeyen bir gruba dönüşmesi de cabası…
Anlatmak istediğiniz şeyi basit ve dolaysız olarak aktarın, yanlış anlaşılabilecek ifadelerden kaçının:
Yazılı iletişim kurarken karşımızdakinin ses tonunu duymadığımız, mimiklerini ya da beden dilini görmediğimiz için yanlış anlaşmalar olabilir. Küçücük bir mesele, aşırı kaygılı ve takıntılı bir annenin ifade ediş tarzı sebebiyle büyük bir olaya dönüşebilir. Bu sebeple siz yazarken tarafsız, süssüz ve en basit haliyle aktarmakta, okuduklarınızı da bu filtreden geçirerek okumakta fayda var. Yoksa, aynı gerçek hayatta olduğu gibi, veliler arasında gruplaşmalara yol açması, çatışma yaratması işten bile değil.
Siz okulla aynı taraftasınız, karşısında değilsiniz. Yazılanlarla gaza gelmeyin, gaza getirecek ifadeler yazmaktan kaçının:
Sınıfta bir gerginlik, düşmeyle sonuçlanan bir kaza, birbirini itme gibi bir durum varsa mesajlar çoğalacaktır. Kimin çocuğu kime ne yapmış, eski defterler açılacak, rehberlik servisinden tutun, öğretmenin, müdürün tepkisine kadar her şey masaya yatırılacaktır. Her şeyden bihaber olanlar, meraklılar, her şeyi bilenler, zaten’li cümlelerle gerilimi arttıranlar, örgütlenmeye çağıranlar, kendilerinin uygun görmediği şeyleri köpürtmeye, bu durumun değişmesi için taraftar toplamaya çalışanlar… Örneğin yukarıdaki örnekteki gibi çocuğunun ıspanak yememe durumunu; “kapkara bir ıspanak çıkmış. Zaten öğretmenler de dışardan yemişler. Söyleyelim bir daha ıspanak çıkartmasınlar” gibi toplu bir eyleme çevirmeye çalışan anne-babalar olabilir. Elbette bu, bir sorun varsa, bu sorunun düzelmesi için birlikte hareket etmeyin demek değil. Ancak sorunun “gerçekten de bir sorun” olduğunu doğru tartmak gerekir. Birlikte hareket etme çağrısında bulunmadan önce (ya da böyle bir çağrıya kılıçları kuşanıp katılmadan önce) konunun çocuğa özel ya da çocuğun öyle algıladığı için taraflı aktarılmadığına emin olmalısınız. Ayrıca, unutmayın, ortada bir sorun varsa, sorunun muhatabı ile konuşularak çözülmesi gerekir. Aksi sadece havanda su dövmek olacaktır.
Gönderdiğiniz saate dikkat:
Internet bize istediğimiz bilgiye istediğimiz saatte erişme özgürlüğü veriyor evet, ama nasıl “saat 10’dan sonra sabah 9’dan önce telefon edilmez. Bu saatler dışında gelen telefon kötü haberdir” gibi yazılı olmayan bir adab-ı muaşeret kuralı var, whatsapp’da da bu kuralı dikkate alabilirsiniz. Kimseyi uykusunun ortasında “çlink” sesiyle yatağında sıçratmaya hakkımız yok. Aman canım, onlar da sessize alıversinler demeyin, grup bildirimlerini sessize alıp ya da birkaç saatliğine telefonunuzun sesini kapayıp, açtığınızda okunmamış 1100 mesajla karşılaşmak da hoş olmasa gerek.
Yetişkinlere ait bir alana çocuk sokmayın:
Diğer annelerle iletişimde sınırlarınızı belirlerken, benzer bir sınırı çocuğunuz için de çizmelisiniz. Çocuğunuzun telefonunuzu alıp, sizin adınıza mesaj atması ya da yazılanları okuması istenmeyen durumlar oluşturabilir, görmemesi gereken bir bilginin ifşa olmasına sebep olabilir. Kaldı ki ona kişisel mahremiyete saygıyı öğretmemiz gerekiyor… O kendi iletişimini kendine ait bir alandan yürütebilir. Tabii yaşıtlarıyla.
Özetlemek gerekirse,
WhatsApp gibi toplu halde iletişim kurmaya olanak veren bir teknolojinin faydaları tartışılmaz. Ancak bu platformda neyi, ne ölçüde paylaştığınıza dikkat! Çünkü gençlerle ve çocuklarla yaptığım koçluk deneyimlerime göre,
- Buralardan edindiği bilgilerle çocuğa baskı yapan, onun üzerinde kontrol kurmaya çalışan aşırı korumacı bir anneye dönüşmeniz çocukta öz güven eksikliği yaratır.
- Ya da tam aksi şekilde, çocuğu ‘nasılsa ödevim varsa annem gruptan öğrenir söyler’, ‘bir şey kaybedersem annem gruba sorar bulur’ gibi bir tavır içine sokup sorumluluk duygusunun gelişmesine ket vurabilir.
Bu sebeple kısa ve öz paylaşımlar yapın. İçeriğiniz daima okulun etkinlikleri, özel günler ve görevlendirmeler hakkında bilgi alış verişi olsun. Bir sorun yaşadığınızda da ilk önce okulla ve konunun direkt muhatabıyla görüşerek çözün.
Bol ve doğru iletişimli günler 🙂